Ekonomik teoride göz ardı edilen bir etken var mı (yoksa öyle mi?) Dayanıklı malların doygunluğu. Bununla, dayanıklı tüketim mallarına sabit ihtiyacın karşılandığını kastediyorum.
Gelirleri sarf malzemeleri, dayanıklı tüketim malları, sermaye yatırımları (gayrimenkul gibi) ve tasarruflar arasında bölebileceğini hayal edebiliyoruz. Dayanıklı tüketim mallarına yapılan harcamalar çoğu zaman tüketim malzemelerine eşittir, ancak bu bana doğru gelmiyor.
Şahsen benim için, örneğin, genel olarak daha az para harcadığımı ve daha fazla para biriktirdiğimi, daha fazla tasarruf etmek istediğim için değil, sadece ihtiyacım olan her şeyi aldığım için fark ettim. 30 yıllık araç, gereç, kitap, mobilya satın aldıktan sonra, gerçekten ihtiyaç duyduğum her alet ve el aletine sahibim. On yıl önce hala her türlü malzemeyi, matkap presleri, döner testereleri, meyve sıkacaklarını satın alıyordum, siz adlandırın. Ama şimdi artık satın almak zorunda kalmayacağım her şeye sahibim. Yani iki tornaya ihtiyacım yok, sadece bir tornaya ihtiyacım var.
Bu nedenle, özellikle statik veya yaşlanan bir nüfus düşünürsek, popülasyonun "tamamen gelişmiş" olduğu ve artık dayanıklı mallar için (bakım amaçlı olanlar hariç) harcama yapmasının gerekmediği bir etkisi olduğu görülmektedir. Bu fenomen herhangi bir ekonomik teori tarafından tanınıyor mu?