Her programcının, bir süredir harika bir günü vardır. Alarmı çalmadan önce harika hissetmeden 5 dakika sonra uyanırsınız. Kahvaltı yapılır ve tezgahta taze kahve ile birlikte, böylece bir şeyler kapmak ve kapı dışarı başlayabilirsiniz. Yolculuğunuz boyunca her yeşil ışığa çarptınız ve trafik özellikle hafif görünüyor. Önünüzdeki günü düşünürken, kesin gereksinimlerle iyi planlanmış olan önünüzdeki görevin tasarımını ve sonuçlarını tam olarak anlayabilirsiniz.
İşe başlarsınız ve önemli bir e-postanız olmadığını, bekleyen sesli postanız olmadığını ve iş arkadaşlarınızın dışarıda veya katılmak zorunda olmadığınız toplantılarda bulunduğunu görürsünüz. Editörünüzü harekete geçirirsiniz ve hemen bölgeye girersiniz, kodun yapısını hissedebilir ve veri yapılarınızı ve algoritmalarınızı güzel ve uyumlu bir bütün içerisinde yerine yerleştiren görebilirsiniz. Düşünceler ellerinizden klavyeye akıyor, zarif, bakımı kolay ve bulunmayan bir hatayla mükemmel şekilde biçimlendirilmiş bir kod giriyor.
Kesintisiz olarak çalıştığınız gün boyunca ofis sessiz ve o kadar odaklandınız ki hiç bir zaman haberleri, blogları vb. İzlemeye zaman harcamak istemezsiniz. Bir aksamadan çalışır, elbette biliyordunuz ve günün sonunda hiçbir çelişki yaşamadan çalışıyorsunuz. Dışarı çıkarken saate baktığınızda, 12 saat içinde koyduğunuzu fark eder ve kısa bir 20 dakikalık kodlama oturumu gibi hissettirir.
O gün, o mükemmel gün, her şeyi tahmin etmek zorunda kalacağımızı varsaydığımız şeydir.